1 Aralık 2008 Pazartesi

Türkiye'deki mobil dünyada küçük devrim; 3G

Mobil dünya ile internet dünyası birçok açıdan benzese, birbirlerinden zaman zaman beslense de kullanıcılar açısında bir nevi ikame oldukları için rakip sayılabilir(Mobil derken,GSM operatörleri üzerinden kullandığımız cep telefonları, cep bilgisayarlarını kastediyorum). İki platformun en önemli ortak yanı kişilerin karşılıklı iletişimine imkan tanıması diyebiliriz aslında. Mobil dünyanın sunduğu ses kalitesi ve taşınabilirlik, internet dünyasının sunduğu görsellik ve hız iki mecranın birbirinden ayrıldığı noktalar olarak göze çarptı bu zamana kadar. Ancak gün geçtikçe iki mecranın farklılaştığı bu noktalar da ortak nokta haline gelmeye başladı. Mobil dünyadaki ses kalitesini VOIP teknolojisiyle yakalayan internet mecrası, bu alanda mobil dünyaya çoktan rakip olmaya başlamıştı. Ancak diğer yandan hız konusunda sınırları zorlayan internet mecrası, 3G ile mobil mecranın gölgesinde kalabilir. Birçok ülkede hali hazırda kullanılan 3G teknolojisi, artık Türk mobil kullanıcılarının da hizmetine sunulacak. 3G lisansları Telekomunikasyon Kurumu tarafından üç operatöre satıldı. A tipi lisansı Turkcell, B tipi lisansı Vodafone, C tipi lisansı ise Avea satın aldı (TK'nun konuyla ilgili basın duyurusu burada). Toplam ödenen mebla, 1 milyar avro civarında. Lisansların tipleri arasında bant genişliği farklılığı var (çok büyük bir fark olmasa da hissedilir düzeyde olup olmadığını tecrübe ederek göreceğiz). 3G sayesinde saniyede 5-6 mbite (0,75 mb/saniye civarında) kadar dosya indirme hızına sahip olabileceğiz, ki bu hız ortalama bir filmin 16-17 dakikada indirilebileceği anlamına geliyor.
Bu noktada, hem cep telefonu üreticilerinin, hem de GSM operatörlerinin elleri güçleniyor. Mobil dünyanın bu uçuran hızları, tüketiciye yansıdığında alışkanlıklar değişebilir. Evlerimizdeki ADSL bağlantısının 3G hızına yaklaşamadığını bile düşünürsek, 3G'nin hayatımıza ciddi anlamda farklı bir boyut getireceği aşikâr. Ancak piyasaya çıkış fiyatları tahmin edildiği üzere biraz pahalı olacaktır. Bu bakımdan, 3G'nin yaygınlaşması biraz vakit alabilir.
Mobil dünya ile internet dünyasının farklılaştığı bir diğer nokta olan ve mobil dünyanın üstünlüğünden söz edebileceğimiz taşınabilirlik durumu da yine Türkiye'de kısa vadede olmasa da orta vadede tarihe karışabilir. WiMax teknolojisi ile oldukça geniş alanda sunulan (tüm şehir gibi) kablosuz internet erişimi sayesinde, laptop satışlarının masaüstü bilgisayar satışlarını geçtiği bu yıllarda insanların internet erişiminin daha taşınabilir olacağını söyleyebiliriz. Türkiye'ye bu teknolojinin ne zaman geleceği bilinmez ancak geldiğinde bu iki mecrada (mobil ve internet) bazı taşların yerinden oynayacağı kesin.